Ceza hukuku kuralları devletin doğrudan müdahale ve tasarruf alanında bulunmakla birlikte,
Yasadaki sistematik konumu ve niteliği itibarıyla, suçun devlete ya da topluma değil de gerçek veya tüzel kişilere karşı işlendiği durumlarda,
Ön ödeme yöntemi yoluyla belirli bir miktar ödeme alınması hâlinde şüpheli hakkında ceza normlarının işletilmemesi öngörülen uygulamalar,
Anayasa’da güvence altına alınan temel hak ve hürriyetlere ve İnsan Hakları ile Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme kapsamında taahhüt edilen yükümlülüklere aykırılık oluşturmaktadır.
Hukuk mahkemeleri önünde tazminat davası açabilme olanağının bulunması, kişilerin maddî ve manevî bütünlüğüne yönelen ve “hukuka aykırı” olması yanında “suç” niteliği de bulunan eylemler yönünden, yasaların üstünde güvenceler olan anayasal normların ihlâl edildiği gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır.
Ceza tekelinin devlete bırakılmasının temel gerekçelerinden biri de taraflar arasında karşılıklı öç alma döngüsünün önüne geçmek olduğundan,
Suç mağdurunun, yalnızca zararlarının giderilmesi değil, aynı zamanda adalet ve tatmin beklentisinin de bir “ceza normu” aracılığıyla karşılanması gerekmektedir.